Meme kanserinin yüzde 70’ini oluşturan östrojen reseptör (ER) pozitif türünde sık kullanılan tamoksifen ile aspirin ve türevindeki ilaçların birlikte kullanımının, ilaca gelişen direnci kırdığı belirlendi. Fareler üzerinde olumlu sonuç veren ve uluslararası literatürde yayımlanın çalışmanın klinik araştırmaları ise henüz tamamlanmadı.
Bilkent Üniversitesi genetik mühendislerince, “östrojen reseptör (ER) pozitif” isimli meme kanseri türünün tedavisinde sık kullanılan kemoterapi ilaçları ile aspirin ve türevindeki ilaçların birlikte kullanımı halinde “ilaca karşı direncin” kırıldığı keşfedildi.
Moleküler Biyoloji ve Genetik (MBG) Bölümü ve Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM) Doktor Öğretim Üyesi Özgür Şahin, kanser tedavisinde ilaç direncinin tedavinin etkinliğini önemli ölçüde düşüren bir etken olduğunu ve kanser kaynaklı ölümlerin başlıca nedenlerinden biri olduğunu ifade etti.
Kanser hücrelerinin çalışma mekanizmalarının birbirinden farklı pek çok kemoterapi ya da hedefli terapi ilacına karşı direnç geliştirebildiğine dikkati çeken Şahin, önceden olumlu yanıt veren ancak sonradan direnç geliştiren ilaçların etkinliğini artırmanın kanser tedavisi alanındaki en önemli sorular arasında bulunduğunu anlattı.
“ASPİRİN, TAMOKSİFEN DİRENCİNDE ROL OYNAYAN GENLERİ TERSİNE ÇEVİRİYOR”
Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu (EMBO) desteğiyle meme kanseri hastalarının yaklaşık yüzde 70’ini oluşturan ve “östrogen reseptör (ER) pozitif” teşhisi konulan hastalara ilişkin bir çalışma yürüttüklerini bildiren Şahin, şunları kaydetti:
“Bu hastalarda yaklaşık 40 yıldır kullanılan tamoksifen adlı ilaca karşı geliştirilen direncin nedenini ve bunlardan hangi genlerin sorumlu olduğunu ortaya koyduk. Bu direncin gelişiminde ‘Fosfodiesteraz 4D’ adlı bir genin önemli bir rol oynadığını gösterdik. Bu genin ürettiği proteinin Aspirin ve türevleri tarafından bloke edildiği zaman tamoksifen direncin geriye döndürülebildiğini gördük.”
Tamoksifenin meme kanseri tedavisinde 40 yıldır, aspirinin ise 100 yıldan fazladır farklı hastalıkların tedavisi için kullanıldığına dikkati çeken Şahin, “Bu ikisinin kombinasyonun, meme kanseri ilaç direncini kırdığını ilk kez bu bilimsel çalışmamızda ortaya koymuş olduk. Aspirin, tamoksifen direncinde rol oynayan genleri tersine çeviriyor. Çıkış noktamız bu oldu” dedi.
KLİNİK ARAŞTIRMALARLA DOĞRULAMASI YAPILACAK
Şahin, fareler üzerinde yaptıkları çalışmalarda aspirinin kemoterapide çok sık kullanılan bir ilaç türü olan tamoksifen direncini kırarak tümörlerin küçülmesine neden olduğunu gösterdiklerini belirtti.
Aspirin ile tamoksifen kombinasyonunun birlikte kullanımına ilişkin yakında insanlar üzerinde klinik araştırmalara başlanmasını hedeflediklerini belirten Şahin, “Fareler üzerinde yaptığımız çalışmalar, klinik araştırmalarla da doğrulanabilirse Aspirin’in ilaç direncini kırarak bir kanser tedavisi olarak da kullanılma potansiyelini ortaya koymuş olacağız” ifadesini kullandı.
“HASTALAR DOKTORLARINA DANIŞMADAN İLAÇ KULLANMASINLAR”
Aspirinin kalp ve damar gibi bazı hastalıklara karşı olumlu etkilerinin zaman zaman bilim dünyasında açıklandığına dikkati çeken Şahin, ancak bu ilacın belli rahatsızlıklarda kullanılmaması gerektiği yönünde doktorların uyarılarının bulunduğunu aktardı. Şahin, “Önemli bir uyarımız da şu olacaktır. Çalışmamız henüz laboratuvar sonuçlarına dayanmaktadır. Klinik araştırmalarımızda başarılı olursak bunu genetikçiler olarak tıp dünyasına da bildireceğiz. O nedenle hastalarımız dikkatli olsunlar, doktorlarına danışmadan herhangi bir ilaç kullanmasınlar” dedi.
ÇALIŞMA, ULUSLARARASI LİTERATÜRDE
Çalışmaları için patent başvurusu yaptıklarını da belirten Şahin, meme kanseri tedavilerinde direnci kırabilen, aralarında aspirinin de olduğu yeni ilaçlar üzerine olan makalelerinin, Amerikan Kanser Araştırma Derneğine (AACR) ait Clinical Cancer Research ve Nature yayın grubuna ait kanser alanında önde gelen Oncogene dergilerinde yayımlandığını bildirdi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.