Diyanet İşleri BaÅŸkanı Prof. Dr. Ali ErbaÅŸ, “İslam’la ilgili yazan, konuÅŸan, haber yapan herkes daha dikkatli olmak zorundadır” ifadesini kullandı.
Diyanet İşleri BaÅŸkanı Prof. Dr. Ali ErbaÅŸ, Hakkari’de, Polis Özel Harekat Åžube Müdürlüğü’nü ziyaret etti, ardından da din görevlileriyle toplantıda bir araya geldi.
Erbaş, burada yaptığı açıklamada, 150 bin personel ile bütün camilerde Fetih Suresi okutarak, askerlerin ve polislerin muvaffakiyeti için dua ettiklerini söyledi.
Diyanet İşleri BaÅŸkanı ErbaÅŸ, ”Biz birlikte tek millet oluyoruz. Sivili, askeri, polisiyle milletimizin yürekleri tek vurdukça ilelebet payidar olacaktır. Hiçbir hain, ne içerideki ne dışarıdaki düşmanlar muvaffak olamayacaklardır.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.Â
Açıklamaya göre Erbaş, özel harekat polisleri ile şehitler için şöyle dua etti:
“Canlarını Allah için, vatan, millet için feda eden bütün ÅŸehitlerimize rahmet eyle Allah’ım. Gazilerimize acil ÅŸifalar ve uzun ömürler nasip eyle Allah’ım. Milletimizi bölmek isteyen hainlere fırsat verme Allah’ım. Terör örgütlerine, içerideki ve dışarıdaki düşmanlara fırsat verme Allah’ım. Onlara karşı çarpışan polisimize, askerimize, tüm güvenlik güçlerimize nusretinle yardım eyle Allah’ım.”Â
“VATANDAÅžLARIMIZIN DİNİ DUYGULARININ YANLIÅž YÖNLENDİRİLMESİ İSTİSMARDIR”
Diyanet İşleri BaÅŸkanı Prof. Dr. Ali ErbaÅŸ, Hakkari’de din görevlileri ile Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleÅŸtirilen toplantıda ise din görevlilerinin sundukları hizmetin özü ve ruhu itibarıyla İslam kültüründe asırlar boyu “hademe-i hayrat” olarak anıldığını söyledi.
Hademe-i hayrat olan bir kimsenin bulunduÄŸu yerin sıkıntılarına çözüm üretmesi gerektiÄŸini ifade eden  ErbaÅŸ, “Derdi olan dermanını sizde bulmalı, hasta olanlar sizinle teskin olmalıdır. Kırık kalpleri siz onarmalı, acıyan yaraları siz sarmalısınız. Bir yetimin başına dokunan ÅŸefkat eli sizin eliniz olmalı, bir yoksulun ocağında piÅŸen çorba tadını sizden almalıdır.” ifadelerini kullandı.
Ali ErbaÅŸ, hademe-i hayratın yaÅŸadığı çağın ihtiyaç ve beklentilerini hesaba katarak hizmet üretmesi gerektiÄŸine iÅŸaret ederek, “Hademe-i hayrat, doÄŸru bilgiyle milletimize rehberlik etme, hikmetli sözle hakka çağırma, ahlaklı davranışla örnek olma gibi büyük ama mukaddes bir yükü taşımanın sorumluluÄŸunu yüklenmelidir.” ÅŸeklindeki görüşünü dile getirdi.
Bugün yaÅŸanan önemli sorunlardan birinin de hayat, huzur ve hakikat dini İslam’ın birçok açıdan deÄŸiÅŸik isim, görüntü, tutum, davranış ve söylemlerle istismar edilmesi olduÄŸuna vurgu yapan ErbaÅŸ, şöyle konuÅŸtu:
“İslam’ın bütün hakikatlerinin nasıl tahrif edilerek istismar edildiÄŸini ve ihanete alet edildiÄŸini 15 Temmuz’da çarpıcı bir ÅŸekilde gördük. BaÅŸta DEAÅž gibi yapılar olmak üzere terör örgütlerinin İslam’ın ilkelerini ve kavramlarını nasıl istismar ettiklerini gördük, görüyoruz. Dinin temel kaynaklarına ve akla aykırı, hakikatlerle örtüşmeyen bilgilerle vatandaÅŸlarımızın dini duygularının yanlış yönlendirilmesi istismardır. Dinimizin ticari kaygılar için kullanılması ve menfaate alet edilmesi istismardır. Milli birlik ve beraberliÄŸimizi zedeleyen, barış ve huzuru bozan, ayrıştırıcı ve tefrikaya sebep olan anlayışlar asla İslami olamaz.”
“İSLAMLA İLGİLİ KONUÅžANLAR DAHA DİKKATLİ OLMALI”
Ali ErbaÅŸ, toplumun genelini ilgilendirmeyen tarihte kalmış, belki özel alanda ilim adamlarının konusu olan meselelerle toplumun meÅŸgul edilmesini anlamsız ve faydasız bulduÄŸunu belirterek, “İyi niyet ve samimiyetle konuÅŸan ve çalışan hocalar da sözlerinin yanlış anlaşılma ihtimalini düşünerek daha dikkatli konuÅŸmalıdırlar. İslam’la ilgili yazan, konuÅŸan, haber yapan herkes daha dikkatli olmak zorundadır.” ifadesini kullandı.Â
ErbaÅŸ, din istismarının ve hatalı bilgilerin önüne geçmenin yegane yolunun, İslam’ın hakikatlerini ortaya koymak, sahih ve doÄŸru bilgi ile insanların ihtiyaçlarını karşılamak olduÄŸunu kaydetti.
Bugün dünyanın sadece hakikat adına, hiçbir karşılık beklemeden insanlığın yolunu aydınlatan alimlere her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, şöyle devam etti:
“İnsanlığın vicdanı, huzuru, umudu olmuÅŸ medeniyetlere ev sahipliÄŸi yapan bir coÄŸrafyada yaşıyoruz. Bu coÄŸrafyanın tarihinin, hafızasının, medeniyetinin, huzurunun, hikayesinin, sanatının, ÅŸiirinin özünde, mayasında İslam var. Yani İslam’ı tuttuÄŸumuzda bu coÄŸrafyada hikmet, merhamet, birlik, kardeÅŸlik, estetik adına elimizde hiçbir ÅŸey kalmayacaktır. Bizim en büyük gücümüz, imana dayalı kardeÅŸliÄŸimizdir. Irk, mezhep, meÅŸrep farklılıkları baÅŸta olmak üzere hiçbir ÅŸeyin kardeÅŸlik hukuku ve muhabbetini zedelemesine fırsat vermeyeceÄŸiz. Bizim medeniyetimizin iki büyük ölçüsü vardır. Birincisi vahyin karanlıktan aydınlığa çıkaran ışığıdır, Kur’an-ı Kerim’dir. İkincisi kutlu Peygamber’in üstün örnekliÄŸidir. O da sünneti seniyyedir. Hepimize düşen bu iki ölçüyü kuÅŸanmak ve bu topraklardan 7 kıtaya yeniden ilim, hikmet, sevgi ve muhabbet taşımaktır.”
ErbaÅŸ, bugün bölgede İslam coÄŸrafyasının ve bütün yeryüzünün çok ciddi sorunları olduÄŸuna da iÅŸaret etti.Â
Dünyanın, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşadığını vurgulayan Ali Erbaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bölgemizde yaÅŸananları görüyorsunuz. Etnik kavgalar, mezhepsel gerginlikler, terör, taÅŸeron örgütler, zorba iktidarlar ve bu sarmalın içinde yorgun düşmüş, çaresiz, yoksul, acı ve gözyaşı içinde yaÅŸayan insanlar. Ümmet olarak Müslümanların ciddi sıkıntıları var. Dünya insanının büyük bir kısmı kendini huzur ve güven içinde görmüyor ve geleceÄŸe umutla bakamıyor. İster bireysel, ister bölgesel, ister küresel olsun yaÅŸanan bütün sorunları ancak İslam’ın bilgi ve hikmete dayalı üstün ahlakı ve bakışıyla çözebiliriz. Emperyalistlerden bu coÄŸrafyaya iyilik beklemek bir aldanıştır. Kendi menfaatleri için gözlerini kırpmadan milyonlarca insanı açlığa, susuzluÄŸa, ölüme terk edebilecek yapıda insanlardır emperyalistler. Sorunun en büyük sebebi zaten onların varlığıdır. Emperyalistlerin kuklası taÅŸeron yapılar ve örgütler de bu topraklara kan ve gözyaşından baÅŸka bir ÅŸey bırakmamıştır. Çözüm nedir? Çözüm asırlardır ecdadımız bu topraklarda farklılıkların bir arada yaÅŸamasının en güzel örneklerini sergilemiÅŸler, en güzel örnekleri barındıran bu coÄŸrafyayı kendi deÄŸerleri ile buluÅŸturmuÅŸlar. Biz de bugün bunu gerçekleÅŸtirmeliyiz. Bu topluluk, milletin, ümmetin ve insanlığın umududur. Çünkü bizler hayra çağıran bir topluluÄŸuz.”Â
Erbaş, bugün ülkede ve bütün dünyada bilgi ve hikmetle donanmış, vazifesinin ve sorumluluklarının idrakinde din görevlilerine her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
Bu ÅŸuur ve azimle İslam’a ve insanlığa hizmet için çalışmanın büyük bir nimet ve onurlu bir görev olduÄŸuna iÅŸaret eden Ali ErbaÅŸ, “Sizler Peygamber mirasını omuzlamış, hakikatin sorumluluÄŸunu yüklenmiÅŸ gönül insanlarısınız. Bizim önceliÄŸimiz, Rabb’imize, milletimize, insanlığa karşı sorumluluÄŸumuzdur, inancımızdır, kulluÄŸumuzdur. İnsanlığın huzurudur, adaletin, merhametin, güzel ahlakın yaygınlaÅŸmasıdır. Bu ÅŸuur ve gaye, çalışmalarımızı, kazancımızı, hayatımızı bereketli kılacaktır.” ifadelerini kullandı.Â
“HAREKAT, TAMAMEN BÖLGEMİZİN HUZURU VE BARIÅžI İÇİNDİR”
Erbaş, milletin huzur ve güveni, bölgenin barış ve istikrarı için güvenlik güçlerinin sınır ötesi harekatına başta dua olmak üzere her türlü desteği vermeye devam edeceklerini vurguladı.
Bu hususta gösterdikleri özveriden dolayı din görevlilerine teÅŸekkür eden Ali ErbaÅŸ, “Bu kesinlikle etnik bir tavır deÄŸildir. Bir insanı ya da olayı sadece ırkından dolayı öne çıkarmak ya da ötelemek her ÅŸeyden önce ilkel bir yaklaşımdır. En büyük cahilliktir. Kur’an’ın açıkça yasakladığı bir tutumdur. Hiçbir kimse veya topluluk, etnik, dini, mezhebi ve meÅŸrebi farklılığı ve alt kimlikleri sebebiyle ötelenemez. Farklılıklar kavga sebebi yapılamaz. Yapılan harekat tamamen bölgemizin huzuru ve barışı içindir.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
“Bizler ülkemizde, bölgemizde ve bütün dünyada barış ve esenliÄŸin hakim olması için çalışmaya mecburuz. İşgaller, savaÅŸlar ve terör örgütleriyle yeryüzünü ve özellikle İslam coÄŸrafyasını kan ve gözyaşı diyarına dönüştüren küresel güçler ve ÅŸebekelerle hep beraber mücadele etmeye mecburuz.” diyen Diyanet İşleri BaÅŸkanı Prof. Dr. Ali ErbaÅŸ, ÅŸunları dile getirdi:
“Bu coÄŸrafya için asıl ve gerçek sorun, üstün ırk saplantısıyla kendinden baÅŸkasını insan kabul etmeyen sapkın düşüncedir. UydurulmuÅŸ bir Arz-ı Mev’ud hayaliyle ve insanlık dışı tavrıyla bölgeyi kan ve gözyaşı diyarına dönüştüren azgın bir topluluktur. Bu bölgedeki asıl sorun, demokrasi getirmek bahanesiyle milyonlarca insanı katleden, tabiatı, tarihi her ÅŸeyi tarumar eden emperyalist güçlerdir. Gerçek faili bilmediÄŸimiz sürece sorunu çözmek mümkün deÄŸildir. Ne adına yapılırsa yapılsın bu coÄŸrafyada yaÅŸanan kavga ve savaşın yine bizi vurduÄŸunu anlamak zorundayız. Bölgemizin çocuklarının emperyalist güçler ve örgütlerin eline geçerek heba olmasını engellemek zorundayız. Bu coÄŸrafyanın insanının, taÅŸeron örgütlerin ve vekalet savaÅŸlarının kurbanı olmasının önüne geçmek zorundayız. Hukuk, huzur, adalet, insan onuru ve merhamet adına bütün insanlığın vicdanı olmak zorundayız.”