Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Terörsüz Türkiye” süreci kapsamında kurulan araştırma komisyonu ilk kez toplandı. Meclis Tören Salonu’nda özel bir oturma düzeniyle gerçekleştirilen toplantıya kamuoyu büyük ilgi gösterirken, DEM Parti adına katılan isimlerin açıklamaları dikkat çekti.
Komisyona DEM Parti adına Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meral Danış Beştaş, Saruhan Oluç ve Cengiz Çiçek katıldı. Parti, temsilcilerinin yaptığı konuşmaları yazılı olarak paylaştı. Konuşmalarda cezaevinde bulunan siyasi isimlere ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıf yapılırken, Abdullah Öcalan için “umut hakkı” talebinde bulunuldu.
Yapılan açıklamalarda, başta Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş olmak üzere cezaevinde bulunan birçok ismin AİHM kararlarına rağmen tutuklu bulunduğu belirtildi. Kobani davası başta olmak üzere çeşitli dosyalarda yargılanan siyasetçilerin ve aktivistlerin serbest bırakılması gerektiği savunuldu. Konuşmalarda şu ifadeler yer aldı: “Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay ve yüzlerce siyasi tutukluyla ilgili AİHM kararları uygulanmalıdır. Komisyonun bu konuda irade ortaya koyması önemlidir.”
Toplantıda, terör örgütü PKK’nın cezaevinde bulunan elebaşı Abdullah Öcalan için “umut hakkı” çağrısı yapıldı. Komisyonda DEM Parti adına yapılan açıklamada “Sayın Öcalan bu sürecin sağlıklı şekilde ilerlemesi için çaba göstermektedir. 18 Mart 2014 tarihli kararla birlikte umut hakkının uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Bu aynı zamanda hukukun bir gereğidir” ifadelerine yer verildi.
Öcalan’ın “terörün bittiğini, PKK’nın lağvedildiğini” açıklaması koşuluyla DEM Parti grubunda konuşması çağrısını yapan Bahçeli, “Haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım” demişti.
Umut hakkı, ömür boyu hapis cezasına çarptırlan ve koşullu salıverme imkanından yararlanamayan mahkumların durumuyla ilgili bir düzenleme… Kararın esasını AİHM’in 2013 yılında İngiltere’de Vinter ve diğerleri olarak anılan davayla ilgili değerlendirmesi oluşturuyor. Mahkeme, ömür boyu hapis cezalarının belirli bir süre sonra gözden geçirilme veya tahliye şansı olmadan uygulanmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesinin ihlali anlamına geldiğine hükmetti. Sözleşmenin 3. maddesinde hiç kimsenin işkenceye, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye tabi tutulamayacağı belirtiliyor.
News
Twitter
WhatsApp
